Gölbaşı Mutlu Son
Gölbaşı Mutlu Son
“Sana saygımdan dolayı durdum ve sana bir ÅŸey söyleyeceÄŸim – Durdu, kendinden emindi ve Miranda merakla ona baktı, cesurdu, kışkırtıcıydı, Gölbaşı Mutlu Son sanki – Sen ne demek istediÄŸini bile bilmiyorsun, der gibiydi. Problem buydu. Turner ne demek istediÄŸini bilmiyordu. Tam ona, onu ne kadar istediÄŸini söylemek üzereydi. Ebeveyninin evinden baÅŸka bir yerde olsalardı, acaba Turner kendini engelleyebilir miydi, bundan kesin deÄŸildi. Kendine engel olabileceÄŸinden kararlı deÄŸildi. Gölbaşı Mutlu Son Ama Miranda’nın bunu bilmesi gerekmiyordu. O bunu bilmemeliydi. Onun Turner üzerinde böyle bir güce sahip olmasına gerek yoktu. Miranda’dan çok kendi kendine, “İnanabiliyor musun?” diye mırıldandı,
“Senin geleceÄŸini mahvetmek istemedim.” “GeleceÄŸimi bana bırak, ” dedi Miranda öfkeyle. “Ben ne yaptığımı biliyorum.” Turner küçümser bir havada homurdandı. “Daha yirmi yaşındasın. Her ÅŸeyi bildiÄŸini sanıyorsun.” Miranda ona dik dik baktı. “Ben yirmi yaşındayken her ÅŸeyi bildiÄŸimi sanırdım.” dedi Turner omuzlarını silkerek. Miranda’nın gözlerine hüzün çöktü. “Ben de öyle, ” dedi yumuÅŸak bir sesle. Turner karnında düğümlenen suçluluk duygusunu hissetmezlikten gelmeye çalıştı.
Gölbaşı Mutlu Son
Niçin suçluluk duyduÄŸundan bile kararlı deÄŸildi ve aslına bakarsak her ÅŸey bir tuhaftı. Miranda’nın masumiyetini kullanmadığı için kabahatlu hissettirilmemeliydi. Söylemeyi düşünebildiÄŸi tek ÅŸeyi söyledi, “bir gün bunun için bana teÅŸekkür edeceksin.” Miranda hayretle ona baktı. “Annen benzer biçimde mevzuÅŸuyorsun.”Gölbaşı Mutlu Son “Huysuzlaşıyorsun.” “Beni kabahatlayabilir misin? Bana çocukmuÅŸum gibi davranıyorsun fakat benim bir hanım olduÄŸumu çok iyi biliyorsun.” suçluluk duygusu düğümü dallanıp budaklanıyordu. “Kendi kararlarımı kendim verebilirim, ” dedi Miranda kendini savunarak. “Öyle olmadığı açıkça görülüyor.” Gözlerinde tehlikeli bir ışıltı ile Turner öne doÄŸru eÄŸildi. “Öyle olsaydı, geçen hafta elbiseni aÅŸağıya doÄŸru sıyırıp göğüslerini öpmeme izin vermezdin.” Miranda utancından kıpkırmızı oldu ve kabahatlama dolu titrek bir sesle, “Bunun benim kabahatum bulunduÄŸunu anlatmaya çalışma, ” dedi. Turner gözlerini kapadı ve elleriyle saçını tarar benzer biçimde yaptı. Az önce çok aptalca bir ÅŸey söylediÄŸinin farklıymıştı. “tabii ki senin hatan deÄŸil, Miranda. Lütfen bu söylediÄŸimi unut.” “Tıpkı beni öptüğünü unutmamı istemen ÅŸeklinde.” Sesi duygudan yoksun gibi çıkmıştı. “Evet.” Turner ona baktı ve gözlerinde bir tür cansızlık gördü, onun yüzünde daha önce hiç görmediÄŸi bir ÅŸey.
Son yorumlar