Gölbaşı Masaj Salonu-Masöz Esra

Gölbaşı Masaj Salonu-Masöz Esra

Gölbaşı Masaj Salonu-Masöz Esra Florence’in bu tür öpüşmeden hoÅŸlanmadığını biliyordu Edward, daha önce hiç bu ÅŸekilde ısrarcı olmamıştı. Dudaklarını onun dudaklarına sıkı sıkı bastırıp diliyle damağının etli tabanını yokladı, sonra alt çenesindeki diÅŸlerin iç kısmına sürtünerek üç yıl önce, eÄŸri çıkan ve genel narkoz uygulanarak çekilen bir akıl diÅŸinin bıraktığı boÅŸluÄŸa doÄŸru ilerledi. Düşüncelere daldığında Florence de dilini genellikle bu boÅŸluÄŸa uzatırdı.

Bu ÅŸekilde düşününce diÅŸetindeki bir oyuk deÄŸil de bir fikirdi orası, özel, düşsel bir yerdi, bir baÅŸka dilin de oraya gidebilmesi Florence’e tuhaf geliyordu. Onu tiksindiren, bu titrek, hareketli, acayip kasın, uç kısmında birden sivrilmesiydi. Edward’ın sol eli kürek kemiklerinin tam üzerine, ensesinin derhal altına bastırıyor, başını kendisine doÄŸru kaldırıyordu. Edward’ı incitmeye dayanamayacağına ÅŸimdi iyice karar vermiÅŸ olmasına karşın klostrofobisi arttı, soluk alamaz oldu.

Gölbaşı Masaj Salonu-Masöz Esra

Edward’ın dili kendisininkinin altındaydı ÅŸimdi, onu damağına doÄŸru itiyordu, sonrasında üstüne çıktı, aÅŸağı bastırdı, sonrasında yavaşça yanları dolaÅŸtı, döndü, sanki bayağı bir fiyonk atabileceÄŸini düşünür gibiydi. Edward onun dilini kendisininkinin eylemine katmak, kandırıp iÄŸrenç, sessiz bir düete çekmek istiyordu. Ama Florence’in elinden bir tek büzülmek, dikkatini mücadele etmemeye. BoÄŸulmamaya, paniÄŸe kapılmamaya toplamak geliyordu. EÄŸer Edward’ın aÄŸzının içine kusarsa aklına bu çılgın düşünce gelmiÅŸti evlilikleri oracıkta sona ererdi. Kendisinin de evine dönüp ailesine durumunu açıklaması gerekirdi.

Bu dil meselesinin, bu içeri dalmanın, daha sonrasında olacakların ufak çaplı bir temsili, âdet halini almış bir tableau vivant’ı bulunduÄŸunu pekâlâ anlıyordu, Tıpkı eski bir tiyatro oyunundan önceki, oyunda neler olacağını anlatan prolog gibiydi. Elleri âdet yerini bulsun diye Edward’ın kalçalarına dayalı, bu belirli anın geçmesini beklerken. Florence boÅŸ bir gerçeÄŸe çarpıp tökezlemiÅŸ bulunduÄŸunun farkına vardı, geriye dönüp baktığında apaçıktı. Danegeld yahut droit de seigneur kadar birincil ve kadim ve neredeyse sözle ifade edilemeyecek kadar basitti. Evli olmaya karar verdiÄŸinde tam da bu durumu kabul etmiÅŸti. Bunu yapmanın ve kendisine bunun yapılmasının doÄŸru olduÄŸunu kabul etmiÅŸti. Kendisi, Edward ve aileleri, törenden sonra nikâh defterini imzalamak üzere peÅŸ peÅŸe kasvetli mukaddes eÅŸya odasına gittiklerinde altına imza attıkları ÅŸey